
İSTANBUL (AA) - ZEYNEP DUYAR/AYŞE BÖCÜOĞLU BODUR - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, TEKNOFEST İstanbul'un heyecanı ve coşkusunun öncekileri aratmadığını belirterek, "Teknoloji yarışmalarıyla TEKNOFEST kuşağının, Türk gençliğinin Milli Teknoloji Hamlesi'nin öncüsü olma sürecini hızlandırıyoruz." dedi.
Kacır, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) öncülüğünde gerçekleştirilen, Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu TEKNOFEST İstanbul'da AA'nın canlı yayınına katıldı.
Bakan Kacır, 8 yılda 13 TEKNOFEST gerçekleştirdiklerini ve bugüne kadar TEKNOFEST'lerde 11 milyondan fazla misafiri ağırladıklarını söyledi.
TEKNOFEST İstanbul'un heyecanı ve coşkusunun öncekileri aratmadığını belirten Kacır, muhtemelen yeni rekorlara Türk milletiyle imza atacaklarını dile getirdi.
21 Eylül'e kadar, İstanbul'da Atatürk Havalimanı'nda, 1 milyon metrekare alan üzerine 81 bin metrekare kapalı alanda kurulu meydanda Milli Teknoloji Hamlesi'nin coşkusunu Türk milletiyle paylaşacaklarını dile getiren Bakan Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"Tabii bir yandan katılım rekorlarına imza atarken bir yandan teknoloji yarışmalarıyla TEKNOFEST kuşağının, Türk gençliğinin Milli Teknoloji Hamlesi'nin öncüsü olma sürecini hızlandırıyoruz. Bu yıl, 13'ünü ilk kez düzenlediğimiz 64 teknoloji yarışmamız var ve bu yarışmalarda 550 binden fazla takımda 1 milyon 200 binden fazla gencimiz yarıştılar. Şimdi finalleri gerçekleştiriyoruz. 19 Eylül Cuma, Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan burada şampiyonlara madalyalarını tevdi edecek ve onlarla birlikte gelecek adına gururlanacağız."
Kacır, Türkiye'nin tam bağımsızlık yolculuğunun özünde Milli Teknoloji Hamlesi'nin olduğunu belirterek, teknolojik bağımsızlığın, ekonomik ve siyasi bağımsızlığın olmazsa olmazı olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin bu alanda kurduğu altyapılarla artık daha hızlı, güçlü şekilde yoluna devam ettiğini anlatan Kacır, şunları kaydetti:
"Savunma sanayisinde elde ettiğimiz başarılar bütün dünyanın dilinde, dikkatinde. Ama savunma sanayisinin de ötesinde artık sivil alanlarda sağlıktan enerjiye, ulaştırmadan tarım teknolojilerine her alanda binlerce teknoloji girişimimiz ürünler, hizmetler ortaya koyuyor. 113 teknoparkımızda 11 bin 500'den fazla girişim var ve Türkiye'nin AR-GE insan kaynağı 290 bini aştı. Bütün bunlar gelecek adına bize umut veriyor. Özellikle gençlerimizin bu yolculuğa dahil olması bizim için çok kritik. Çünkü dünyayı değiştiren teknolojilere bütün ülkelerde gençler imza atıyor. Dolayısıyla biz de gençlerimizi bu oyuna ne kadar dahil eder, Milli Teknoloji Hamlesi'nin ne kadar güçlü şekilde gençlerimizle paylaşılmasını sağlarsak o düzeyde netice alıyoruz, aldığımızı görüyoruz."
Kacır, bu zamana kadarki TEKNOFEST'lerde yetişen gençlerin kendi girişimlerini kurduklarına işaret ederek, Türkiye'nin teknoloji girişimlerinde, şirketlerinde, kurumlarında mühendislik rollerini üstlendiklerini, takımlara katıldıklarını bildirdi.
Türkiye'nin beşeri sermayesinin TEKNOFEST'ler ile güçlendiğini vurgulayan Kacır, "Hepsinin ötesinde ufkumuzdaki perdeyi kaldırdık. Bir özgüven devrimini TEKNOFEST'ler ile inşa ettik." diye konuştu.
- "TEKNOFEST'lerde artık nükleer reaktör tasarım yarışmaları gerçekleştiriyoruz"
Kacır, Bakanlık olarak sıklıkla birtakım çağrılara çıktıklarını, bazı programları kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi.
Özellikle son dönemde hem yerli navigasyon sistemleri hem büyük dil modelleri ve yapay zeka çözümleri, çip tasarımı gibi alanlarda çağrılara çıktıklarını ifade eden Kacır, "Hem de şimdi nükleer araştırma, nükleer enerji reaktörlerinin yerli ve milli olarak geliştirilmesine yönelik bir çağrıya çıktık. Biz geçtiğimiz yıldan bu yana TEKNOFEST'lerde artık nükleer reaktör tasarım yarışmaları gerçekleştiriyoruz." dedi.
Kacır, nükleer enerjinin çok önemli ve stratejik bir alan olduğuna dikkati çekerek, Türkiye'nin halihazırda nükleer enerjiden yararlanan ülkelerden biri olmadığına işaret etti.
Dünyada 30'dan fazla ülkede nükleer enerji reaktörlerinin olduğuna değinen Kacır, şu değerlendirmede bulundu:
"418 aktif reaktör var. Bazı ülkeler enerji ihtiyaçlarının yüzde 30'unu nükleer enerjiden sağlıyor. Biz 70 yıldır bu alanda adım atmak istiyorduk. Fakat bir türlü Türkiye kendi nükleer santralini inşa edebilecek noktaya gelememişti. Ta ki Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu güçlü iradeye kadar. Şimdi Akkuyu'da ilk nükleer santralimiz kuruluyor ardından ikincisi, üçüncüsü kurulacak ve Türkiye'nin enerji arzında nükleer enerji asli unsurlardan biri haline gelecek. Niçin buna ihtiyacımız var? Enerjide arz güvenliği ve temiz enerji için. Tabii ki güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakları büyütüyoruz. Onlardan en ileri şekilde yararlanıyoruz. 40 gigavatı geçti güneş ve rüzgar kapasitemiz. Onu 120 gigavata 2035'te çıkarmış olacağız. Ama şu bir gerçek ki yenilenebilir enerji halihazırda kesintili enerji."
Kacır, nükleer enerjinin kesintisiz enerji kaynağı olduğunun altını çizerek, bütün dünyada da nükleer enerjiye yönelimin son yıllarda hızlandığını belirtti.
Yapay zekanın gelişmesi için hiper ölçek veri merkezlerine ihtiyaç olduğunu anlatan Kacır, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bu veri merkezleri için de kesintisiz ve büyük enerji kaynaklarına ihtiyaç var. Bunlar için de nükleer en önemli çözümlerden biri. Dolayısıyla Türkiye'nin enerji arzında nükleer enerjiyi mutlaka dahil etmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın öncülüğündeki çalışmalarla adım adım hayata geçiyor. Ama bunun yanında nükleer enerji teknolojilerinde de Türkiye kabiliyetlerini daha ileri düzeye taşıyacak ve kendi modüler reaktörlerimizi üreteceğiz. Özellikle modüler reaktörlerin önümüzdeki dönemde dünyada yaygınlaşacağını öngörüyoruz ve burada da hem firmalarımızın hem insan kaynağımızın kabiliyetinin çok nitelikli düzeyde olduğunu gözlemliyoruz. Akkuyu Projesi ile çok sayıda insan yetiştirdik. Yine o projede çok sayıda firmamız nükleer standartlarda ürünler geliştirme tecrübesi kazandı. Küçükçekmece'de ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde bir araştırma reaktörümüz var. Bu reaktörleri yeniden devreye alarak Türkiye'nin nükleer standartlarda ürün geliştirme kabiliyetini artıracak ve reaktör tasarım yetkinliği ile kendi nükleer enerjisini kendi üretebilen ülkelerden biri haline geleceğiz. Çıktığımız son çağrı bu amaç doğrultusundadır ve bu çağrı kapsamında firmalarımızın yapacağı harcamaların yüzde 50'sini Bakanlık olarak üstleneceğiz. Yeter ki bu alanda tam bağımsızlık düzeyine erişelim."
Kacır, savunma sanayisindekine benzer bir başarı hikayesini ilmek ilmek uzay alanında dokuduklarını belirterek, Türkiye'nin kendi görüntüleme ve haberleşme uydularını, yerli ve milli olarak, yüzde 80'in üzerinde yerlilik oranlarıyla üreten bir ülke haline geldiğini vurguladı.
- "Uluslararası Uzay Kongresi önümüzdeki yıl Antalya'da gerçekleştirilecek"
Türksat 6A'nın yakın zamanda uzaya gönderildiğini anımsatan Kacır, şunları kaydetti:
"Milli haberleşme uydusu üreten 11 ülkeden biri olduk. Daha önce yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydumuz İmece'yi uzaya göndermiştik. 2026 sonunda Ay aracımız hazır hale gelecek ve Ay aracımızı uzaya göndererek derin uzay tecrübesinde, yeryüzünden 380 bin kilometre ötede olan Ay'a erişerek bir tecrübe kazanacağız. Aynı zamanda hibrit roket motorlarını uzayda ateşleyerek onlara tarihçe kazandıracak ve önümüzdeki dönemde farklı görevler icra edebilecek uzay araçları geliştirme konusunda yetkinliğimizi daha ileri düzeye taşıyacağız. Tabii önümüzdeki yıl Türkiye'nin uzay alanında çok büyük bir uluslararası etkinliğe ev sahipliği yaptığı yıl olacak. Önümüzdeki yıl Antalya'da Uluslararası Uzay Kongresi'ni Türkiye olarak düzenliyor olacağız, biz ev sahipliği yapıyor olacağız bu muhteşem organizasyona. Bu yıl Sidney'de, Avustralya'da düzenlenen bu organizasyonda bayrağı Türkiye teslim alacak ve şimdiye kadar ki en büyük bilimsel etkinliğimiz olarak Uluslararası Uzay Kongresi de önümüzdeki yıl Antalya'da gerçekleştirilecek."
Kacır, gençlere seslenerek, bu yolculukta azimle, kararlılıkla, heyecanla yola devam etmelerini onlardan beklediklerini sözlerine ekledi.