Fed'in gerçekleştirdiği faiz indirimi kararı, küresel piyasalarda likiditenin artmasına neden olabilir ve bu da sermaye hareketlerini etkileyebilir. Bu karar, sadece Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisini değil, aynı zamanda Avrupa piyasaları ve euro gibi diğer küresel varlıklar üzerindeki etkilerini de gösterecektir. Özellikle varlık sınıflarında ve hisse senedi sektörlerinde değişiklikler yaşanması muhtemeldir.
Wall Street, Fed'in faiz indirimi sonrası gerçekleşen satışlar nedeniyle Çarşamba gününü düşüşle kapattı. Ancak Asya-Pasifik bölgesindeki hisse senetleri Perşembe günü yükselişe geçti ve vadeli işlemler hem ABD hem de Avrupa borsalarında daha yüksek bir açılışı işaret etti.
Doların durumu göz önüne alındığında, euro ve İngiliz sterlini, Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) Fed'den daha az güvercin olması nedeniyle toparlanmadan önce ABD doları karşısında zayıfladı.
İngiltere Merkez Bankası (BoE), bugün açıklayacağı faiz kararı ile dikkatlice izlenecek. Fed'in faiz indirimi sonrası, BoE'nin politika faizini %5'te tutması bekleniyor. Bu durum, Fed'in faiz indiriminin ardından diğer merkez bankaları üzerindeki baskıyı azaltabilir. ECB'nin faiz indirimlerine devam etme olasılığı ise gözlemleniyor, ancak hızının ne olacağı belirsiz.
Doların zayıflaması, emtia fiyatlarını artırabilir ve bu durum Avustralya doları, Kanada doları ve Yeni Zelanda doları gibi emtiaya bağlı para birimlerine fayda sağlayabilir. Bu durum, küresel piyasalarda farklı varlık sınıflarına olan ilgiyi de artırabilir.
Sonuç olarak, “sıcak para” olarak adlandırılan sermaye, piyasalara geri dönerek hisse senetlerine, emtialara, tahvillere ve gayrimenkule akabilir. Özellikle küçük sermayeli şirketler, kamu hizmetleri ve emlak gibi yüksek borç seviyelerine sahip sektörlerde, düşük faiz oranlarının fayda sağlaması muhtemeldir.
Bu bağlamda, yatırım fonları daha yüksek getiri arayışıyla büyük sermayeli hisse senetlerinden daha küçük şirketlere yönelme eğilimindedir. Bu eğilim, Wall Street'te gözlemlenmekte olup, Avrupa borsalarına da yansıyabilir. Euro Stoxx Small 200 endeksinin Euro Stoxx 50'den daha iyi performans göstermesi beklenebilir.
Büyümeye duyarlı endüstriyel metaller ve enerji varlıkları, özellikle ham petrol ve bakır gibi emtia ile ilgili varlıklar, yatırımcılar için cazip hale gelebilir. Avrupa'daki madencilik ve enerji hisselerinin toparlanma potansiyeli bulunuyor.
Fed'in faiz indirimi, büyük faiz indirimlerinin sinyalini veriyor ve bu da düşük bir faiz ortamında daha fazla likiditenin işareti. ABD iş gücü piyasası ve ekonomik veriler dikkate alındığında, Fed faizlerini hızla düşürme gereği duydu. Son veriler, işsizlik oranlarında artış eğilimi olduğunu ve bunun tüketici harcamalarını olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.
Hedef, maksimum istihdamı desteklemek ve ekonomik büyümeyi sürdürmek. Bu hareket, ekonomik gerileme ya da resesyon risklerinin artmasından değil, ekonomiyi dengede tutma amacından kaynaklanıyor.
Fed'in agresif stratejisi, gelecekteki faiz kararlarının hızını belirlemede önemli bir rol oynayacak. 2024'te yaklaşık %0,5'lik ve 2025'te 100 baz puanlık bir indirim öngörülüyor.
Fed'in faiz indirimi genellikle doların değer kaybetmesine neden olur. Faiz oranlarının düşmesi, ABD'nin yatırım çekiciliğini azaltabilir ve bu da dolar talebini azaltır. Sonuç olarak, doların değeri diğer para birimleri karşısında düşme eğilimindedir. Bu zayıflama, özellikle euro ve İngiliz sterlini gibi para birimlerinin dolar karşısında güçlenmesine yol açabilir. Ayrıca, doların zayıflaması emtia fiyatlarını da etkileyebilir, çünkü emtialar genellikle dolar cinsinden fiyatlandırılır ve doların düşmesiyle bu varlıklar daha cazip hale gelebilir.
Faiz indirimleri genellikle küçük sermayeli şirketlere, kamu hizmetlerine ve gayrimenkul sektörüne daha fazla fayda sağlar. Düşük faiz oranları, bu sektörlerin borçlanma maliyetlerini azaltır ve daha uygun finansman imkanları sunar. Bu da yeni projeler ve genişlemeler için yatırım yapma kapasitesini artırır. Ayrıca, tüketici kredilerinin ucuzlaması, konut piyasası gibi alanlarda talep artışına yol açabilir. Sıcak para olarak adlandırılan sermaye, düşük faiz ortamında hisse senetlerine, emtialara ve gayrimenkule yönelir, bu da bu sektörlerin performansını olumlu etkileyebilir.
2024 © Sansasyonel Gazete Think Positive