Joe Biden, 20 Kasım 1942'de Pensilvanya, Scranton'da dünyaya geldi. ABD siyasetinin önemli isimlerinden biri olan Biden, 1953 yılında ailesiyle birlikte Delaware, Claymont'a taşındı. Burada ilkokul ve lise eğitimini tamamladıktan sonra, 1965 yılında Delaware Üniversitesi'nden siyaset bilimi diploması aldı. Ardından Syracuse Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu ve 1969 yılında avukat olarak kariyerine başladı.

Siyasi Kariyerinin Başlangıcı

Joe Biden, 1970 yılında New Castle County Meclisi üyeliğine seçildi ve ardından 1972'de ABD Senatosu'na girdi. Bu başarısıyla ABD tarihinin en genç altıncı senatörü oldu. Kariyeri boyunca liberal görüşleri ile tanınan Biden, kilisenin kamu hayatında yeri olmaması gerektiğini savundu ve eşcinsel evliliklerini destekledi.

İnsani ve Çevresel Politikalar

1. 
   

   Kürtaj ve Kadın Hakları: Joe Biden, kürtaj konusunda kadınların özgür seçimini savunan bir politikacıdır. Ona göre, "Vücutlarıyla ne yapacaklarına kadınlar karar vermelidir."

   
   
2. 
   

   Çevresel Çabalar: Çevre konusunda da aktif olan Biden, gaz salınımlarının küresel düzeyde azaltılması için yasal yollarla çaba gösterdi. Bağlayıcı bir uluslararası antlaşma imzalanmasının gerekliliğini savundu.

   
   

Uluslararası Politikalar ve Tartışmalı Konular

Joe Biden, 2003 yılında Irak Savaşı'nı desteklediğini açıklamış, fakat sonrasında bu desteğinin hatalı olduğunu kabul etmiştir. Kendini "Yahudi olmayan bir Siyonist" olarak tanımlayan Biden, Yahudi lobisine olan yakınlığıyla bilinir. Aynı zamanda, Filistin-İsrail meselesinde iki devletli çözümü savunur ve Gazze'ye insani yardım sağlanması gerektiğini ifade eder.

Aile Hayatı ve Kişisel Yaşamı

1. 
   

   İlk Evlenme: 1966 yılında Neilla Hunter ile evlendi. Bu evlilikten Beau, Hunter ve Naomi adında üç çocukları oldu. Neilla Hunter, 1972 yılında vefat etti.

   
   
2. 
   

   İkinci Evlenme: 1977 yılında Jill Jacobs ile evlenen Biden'ın, Ashley B. (d. 1981) adında bir çocuğu daha oldu. Oğlu Beau Biden, 2015 yılında beyin kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

   
   

Joe Biden, siyasi kariyeri ve insan haklarına olan bağlılığıyla tanınan bir figürdür. Hem iç politikada hem de uluslararası arenada birçok önemli konuda etkili olmuş ve çeşitli tartışmalara da konu olmuştur.

Joe Biden Hakkında En Merak Edilen Sorular

Joe Biden Başkanlık Yolculuğuna Nasıl Başladı?

Joe Biden'ın başkanlık yolculuğu uzun bir siyasi kariyerin doruk noktasını temsil eder. 1972 yılında ABD Senatosu'na seçilen Biden, ülke tarihinin en genç altıncı senatörü oldu. Ardından, 2009-2017 yılları arasında Barack Obama'nın başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Bu deneyimleriyle, 2020'de Demokrat Parti’nin başkan adayı olarak öne çıktı ve Donald Trump'a karşı yarışarak başkanlık seçimini kazandı.

Joe Biden'ın Politik Görüşleri Nelerdir?

Joe Biden, uzun süredir liberal politik görüşleriyle tanınan bir siyasetçidir. Kilisenin kamu hayatında yeri olmaması gerektiğini savunan Biden, eşcinsel evlilikleri ve kadınların kürtaj hakkını destekler. Çevre politikalarına da özel önem vererek, gaz salınımlarının küresel çapta azaltılması gerektiğini savunur. Biden ayrıca, iki devletli çözüm modeli ve Gazze'ye insani yardım gibi uluslararası konularda dengeli ve insani bir yaklaşım benimser.

Joe Biden'ın Aile Hayatı Nasıldır?

Joe Biden'ın aile yaşamı da oldukça dikkat çekicidir. İlk evliliğini 1966 yılında Neilla Hunter ile yapan Biden, Beau, Hunter ve Naomi adında üç çocuk sahibi oldu. Ancak, 1972'de yaşanan bir trafik kazasında Neilla ve Naomi hayatını kaybetti. 1977'de Jill Jacobs ile ikinci evliliğini yaptı ve bu evlilikten Ashley B. adında bir kızı oldu. Oğlu Beau Biden ise 2015 yılında beyin kanserinden dolayı hayatını kaybetti.

Joe Biden'ın Dış Politika Yaklaşımı Nasıldır?

Joe Biden'ın dış politika yaklaşımı, uluslararası işbirliği ve çok taraflılığa dayanır. Kendini "Yahudi olmayan bir Siyonist" olarak tanımlasa da, Filistin ve İsrail arasındaki iki devletli çözüm modelini destekler. Ayrıca, Gazze'ye insani yardım sağlanması gerektiğine inanır. Irak Savaşı'nı desteklemesi eleştirilen Biden, bu konuda hata yaptığını açıkça kabul etmiş ve uluslararası ilişkilerde daha dengeli bir tutumu benimsemiştir.